22 Ağustos 2015 Cumartesi

Savaş ve ekonomi üzerine söyleşi



DİHA ile savaş ve ekonomi üzerine yaptığımız söyleşi: 
"Savaş ekonomik krizi derinleştirecek" (20 Ağustos 2015)
                                                                                                  

 DİHA - Geçici AKP hükümetinin başlattığı savaşın ekonomiye etkilerini değerlendiren çalışma yaşamı uzmanı Yrd. Doç. Dr. Özgür Müftüoğlu, toplumun bir kesiminin savaştan büyük bir çıkar sağladığını belirterek, savaşın en çok yoksul ve ezilen halkı etkileyeceğini söyledi. Müftüoğlu, Türkiye'de büyüme oranlarının düşmeye ve işsizlik oranlarının ise yükselmeye başladığını dile getirerek, "Savaştan ayrı olarak önümüzdeki süreçte bir ekonomik kriz bekleniyor. Savaş ise bu ekonomik krizi derinleştirecektir" dedi.  Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla geçici AKP hükümetinin devreye koyduğu savaş, Türkiye ekonomisini de etkiliyor. Savaşa harcanan bütçeler ve savaştan kaynaklı ekonomideki kırılganlık yeni krizlerin de habercisi olurken, savaşın ekonomiye yansımalarını çalışma yaşamı uzmanı Yrd. Doç. Dr. Özgür Müftüoğlu DİHA'ya değerlendirdi. Bir ülkede ekonomik kriz çıktığı zaman ve ekonomi politikalarının artık toplumu mutlu etmeyecek hale geldiği zaman bu krizin siyasi krize dönüştüğünü söyleyen Özgür Müftüoğlu, iktidarların da iktidarda kalabilmek için çeşitli yollara başvurduğuna ve bu yollardan birinin de ekonomik krizi savaşla aşma yolu olduğuna dikkat çekti. 

 'AKP 90 yıllık alışkanlıklara geri döndü' 

Türkiye'de de gerek Çiller gerekse AKP döneminde benzer durumların yaşandığını ve topluma yeterli refahı sağlayamadığından toplumun karşısına savaş kozunu ortaya koyduğunu dile getiren Müftüoğlu, 3 yıl önce PKK Lideri Abdullah Öcalan tarafından başlatılan çözüm sürecini hatırlattı. Müftüoğlu, "Çözüm süreci, AKP hükümeti için de Kürt sorununa demokratik olarak bakması açısından kendine destek oluşturuyordu. Ancak gelinen noktada, hem bir taraftan ekonomik olarak krizin derinleşmeye başlaması ve diğer alanlardaki AKP hükümetinin anti-demokratik uygulamalarının açığa çıkması AKP hükümetine yönelik toplumsal desteğin giderek azalmasına neden oldu. Yine AKP çözüm süreci konusunda samimi olmadığını politika olarak önüne koydu. Böylece AKP, 7 Haziran'dan sonra HDP'nin barajı aşmasıyla birlikte bir strateji değişikliği yaparak Türkiye Cumhuriyeti'nin 90 yıllık alışkanlılarına geri dönüp bu kez bir savaşı önüne koymaya başladı" diye konuştu.

  'Devlet silah almak için temel harcamalardan kısacak'  

Savaş halinin Türkiye ekonomisine etkilerine dikkat çeken Müftüoğlu, savaştan ekonomik olarak ilk başta yoksul ve ezilen halkın yaşamlarını etkileneceğini söyledi. İkinci olarak da devlet bütçelerinin savaştan doğrudan etkileneceğini dile getiren Müftüoğlu, "Savaşan taraflar silahlarını parayla alacaktır. Ve devlet silah almak için, sağlık, sosyal güvenlik, eğitim gibi temel harcamalardan kısacak ve bu parayı silaha aktaracaktır. Dolayısıyla, bu da toplumun yine büyük bir kesimi için ekonomik anlamda olumsuz bir sonuç ortaya çıkaracaktır" dedi.  

'Ekonomik olarak savaş halk için büyük bir felakettir'  

Savaşların baskı dönemleri olduğunu ve bu dönemlerde emek sömürüsünün giderek artığı ve yoğunlaştığı dönemler olduğunu söyleyen Müftüoğlu, şöyle konuştu: "Bütün savaşların arkasında ekonomik çıkar düşüncesi de beraberinde vardır. Bu yüzden ekonomik açıdan baktığımız zaman savaş, her toplumun tüm kesimlerini eşit şekilde etkileyen bir durum değildir. Toplumun bir kısmı savaştan büyük çıkar sağlarken, halk kesimleri için ise savaş, büyük bir felakettir ekonomik olarak. Dolayısıyla, savaşlar büyük toplum kesimleri için çok daha büyük ekonomik sorunlar anlamına gelecektir. Bizim sürekli vurguladığımız savaşa karşı olmak barışı savunmaktır. Bu yüzden toplumun yoksul kesimleri savaşa karşı ses çıkarmalıdır."  

'Dışa bağımlılık, borçlar daha fazla artacaktır' 

 "Savaş herkesin doğrudan cebini ve sofrasındaki lokmayı ilgilendiren bir durumdur" diyerek sözlerine devam eden Müftüoğlu, "Savaş olduğu sürece o lokma giderek azalacaktır. Yine; ülke olarak da baktığımız zaman ise, dışa bağımlılık, borçlar daha fazla artacaktır. Ve toplumdaki yoksul halkını sırtındaki yük artacaktır" dedi.  

'Devalüasyonun yüzde 5'lerde çıkması halinde insanları yoksullaşacak'  

Türkiye'de Dolar ve Euro'nun yükselmesini de savaş haline bağlayan Müftüoğlu, bu durumu ise şu sözlerle açıkladı: "Türkiye ekonomisinin büyüklüğüne bakıldığında, bunun önemli bir kısmı, üretimden kaynaklanan gelirlerle elde edilmiş bir büyüklük değil. Türkiye, çok daha büyük bir spekülatörlerin (Menkul kıymetleri ucuz bir fiyatla alıp daha ileri bir tarihte, alış fiyatından daha yüksek fiyatla satmayı hedefleyen kişi) cirit attığı bir ülke. Bu spekülatörler, Türkiye'ye para getirip daha fazla kar elde ediyorlar. Eğer ki, buradaki paralarını risk altında görürlerse yatırım yatmaktan çekineceklerdir. Ve dolayısıyla tüm bu yaşananlar, günlük olarak görebileceğimiz Türk parasının değer kaybetmesi meselesi olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü paralar başka yerlere kayıyor ve değersizleşiyor." Müftüoğlu, Dolar ve Euro'nun yükselmesi ve Türk parasının değer kaybetmesi sonucunda devalüasyonun meydana geldiğini ve devalüasyonun yüzde 1 ya da yüzde 5'lerde çıkması halinde ise insanların yoksullaşacağı anlamına geleceğini söyledi.  

'Savaş ekonomik krizi derinleştirecektir' 

Kapitalist sistemin 2008 yılındaki ekonomik krizi hala aşamadığını, bir krize doğru gidildiğini ve uygulanan ekonomik programın krizi giderek derinleştiğini vurgulayan Müftüoğlu, "Türkiye'de savaş halinden önce de büyüme oranları düşmeye, işsizlik oranları yükselmeye başladı. Bunlar zaten gelişen bir durumdu. Önümüzdeki süreçte zaten bir ekonomik kriz bekleniyor savaştan ayrı olarak. Savaş ise, bu ekonomik krizi derinleştirecektir" dedi.  



Hiç yorum yok: