27 Ağustos 2011 Cumartesi

Can Yücel ve Datça…


ÖZGÜRCE
26/08/2011


Toplumcu bir şair, toplumcu bir heykeltıraşın eseri ve bir AKP’li… Bu üçü nasıl bir olayla bir araya gelebilir?


Hatırlatalım hemen: Datça’da Can Yücel’in Mehmet Aksoy tarafından yapılmış olan mezar taşı Datça AKP ilçe başkanının Can Yücel’in ölüm yıldönümünde mezara şarap dökülmesini fırsat bilip mezarı hedef göstermesi sonrasında kimliği belirlenemeyen kişilerce kırılmıştır…

Şüphesiz söz konusu olayın baş aktörü ölümünün 12. yılında andığımız Can Yücel’dir. Birinin öldükten 12 yıl sonra bile bir olayın baş aktörü olabilmesi kolay olmasa da bu kişi Can Baba olunca hiç de şaşırmamak gerekir… Olay söz konusu bir sanat eserinin “yıkılması”, “kırılması” olunca Başbakanın “ucube” olduğuna hükmedip “yıkılsın” fermanı verdiği eserin sahibi Mehmet Aksoy’un da aktörlerden biri olmasını yadırganmamalıdır elbette… Aynı zamanda bir sanat eseri de olan mezarın balyozlarla kırılması fermanını vermese de hedef gösteren kişinin başbakanın partisinin bir temsilcisi olması da -ne yazık ki- doğal karşılanabilmelidir…

Can Yücel’in mezarına saldırı haberi basında önemli ölçüde yankı bulmuştur. Ama bu olay Can Yücel’in manevi varlığına yönelen ilk saldırı değildir. Can Yücel’in Datça’yla özdeşleşmesinden rahatsız olan ve onun ismini silip atmaya çalışanlar daha önce de benzer girişimlerde bulunmuşlardır. Örneğin Can Şenliği kapsamında yapılan bir konserde dönemin Datça Kaymakam’ı Can Yücel’in ailesini yok saymış ve şenliğin düzenleyicisi Vecdi Sayar’a hakaret etmiştir. Daha sonra da 2000 yılında başlayan Datça Can Şenlikleri’ne 2005 yılında ödenek olmaması, güvenliğin sağlanamayacağı gibi sudan gerekçelerle son verilmiştir.

Datça’da Can Şenlikleri’ne son verilmesine gerekçe olarak gösterilen sudan nedenler bir tarafa, Datça’da yaşayanlar arasında şenlik afişlerinde yer alan Can Yücel şiirlerinin küfür içermesi ve mezarı başında içki içilmesinin “dine ve gelenek göreneklere saygısızlık” olduğu yönünde propaganda yapılmıştır. Gerçekten Datçalı olanlar ve Datça’nın barış, hoşgörü ve özgürlük havasına kapılıp (Can Yücel gibi) Datça’da yaşamayı seçenler bu propagandalara itibar etmemiştir. Ama büyük kısmı Datça dışından gelen ve Datça’nın doğasını, insanını sömürme çabasındaki bir kesim, Datça ile bütünleşmiş Can Yücel’i çıkarlarına aykırı bulmuş ve “liberal-muhafazakar” bir anlayış içinde Can Şenlikleri’ne karşı propagandayı desteklemişlerdir.

Tüm çabalara karşın Can Yücel Datça’dan, Datça da Can Yücel’den kopartılamamıştır. Çünkü Can Yücel’le Datça birlikteliği yapay değildir. Can Yücel yaşamını sürdüreceği yer olarak İstanbul ya da Marmaris’i değil de Datça’yı seçmişse bu sadece Datça’nın havası ve doğasından değil, Can Yücel’in yaşam felsefesiyle Datçalıların yaşam tarzının, kültürünün örtüşmesindendir. Zaten aksi olsa Can Yücel’in Eski Datça’da ve Datça’nın diğer mekanlarında birlikte şarap içtiği, dertleştiği köylülerle kurduğu ilişkinin Can Yücel’in şiirlerinde ve de o şarapların içilip, sohbetlerin yapıldığı kahvelerde halen anılması nasıl mümkün olurdu..?

Tüm bunlarla söylemek istediğim şudur: Can Yücel’in mezar taşının kırılması münferit bir olay değildir. Can Yücel’i ve onun sahip olduğu toplumcu, özgürlükçü ve bunlarla bütünleşen sosyalist kimliği Datça’dan silip atma çabası uzunca bir süredir mevcuttur. Bununla amaçlanan Türkiye’de son derece azalmış özgürlük ve demokrasi alanlarından biri olan Datça’nın da inanç değerler üzerinden yapılacak bir manipülasyonla kapitalizmin sömürüsüne sınırsız biçimde açılmasıdır.

Bu oyunu bozmak için her şeyden önce yazımızın başında saydığımız üç aktöre bir yenisini eklemek gerekir o da Can Yücel’in de temsil ettiği demokrasi, özgürlük ve emekçi haklarının mücadelesini sahiplenen kesimdir. Türkiye’de demokrasiyi, özgürce yaşamı ve emeğin haklarını savunanlar Can Yücel’e ve Datça’ya sahip çıkmalıdır!..

Bu konuda bir pratik öneri: Çeşitli siyasi grupların gerçekleştirdiği gençliği ve aktivistleri kapsayan kampların ve kamu emekçi sendikalarının her yaz düzenlediği tatil programların Can Yücel’in mekanı Datça’ya yönelmesidir!..



Hiç yorum yok: