28 Kasım 2013 Perşembe

Dershane tepişmesi ve gezi’ye dair bir anımsatma!

ÖZGÜRCE
29/11/2013

Gezi direnişinde başrolde gençler olduğu konusunda sanıyorum şüpheye yer yoktur. Gezi direnişi nedeniyle öldürülenlerin tümünün gençler olması; direnişin yeniden canlanmasından korkan hükümetin özellikle ve öncelikle gençleri baskı altına almaya çalışması da bunu kanıtlamaktadır zaten. Gençlerin Gezi’de ortaya çıkan “beklenmedik” tepkisinin ardındaki neden, 12 Eylül darbesiyle başlayan ve bugüne kadar artarak devam eden, onları yok sayan ve baskı altına alan politikalardır. Darbenin hemen ardından gençleri siyasetten uzak tutmak gayesi ön plandadır; daha sonra ise neoliberal politikalar çerçevesinde kazanılmış hakları ortadan kaldıran tüm düzenlemeler gençler hedef alınarak yapılmıştır. Sağlıkta, sosyal güvenlikte, çalışma yaşamında var olan bir hak ortadan kaldırılırken veya geri götürülürken mevcut hak sahipleri istisna tutulmuş; yeni işe girecek, yeni sigortalı olacaklar yani gençler bu haklardan mahrum edilmiştir. Ne yazık ki birçok sendika ve ana-baba da “Benden sonra tufan” diyerek kendi çocuklarının yani bugünün gençlerinin haklarının gasbedilmesine göz yummuş, bu haklar için mücadeleden uzak durmuştur. 

Gençlerin Gezi’de ortaya çıkan tepkilerinin ardındaki en önemli nedenlerden biri de eğitimdir. Eğitim sistemi, çocukları, gençleri geleceğin sahibi olacak insanlar olarak görmek yerine tamamen piyasanın ihtiyaçları doğrultusunda oluşan bir anlayışla, okulları sermayeye itaatkar iş gücü yetiştirme alanları haline getirmiştir. Yükseköğretim dahil her düzeyde eğitim kurumu gençleri öğrenci değil, üzerlerinden para kazanılacak müşteriler olarak görmektedir. Gençler, çocukluklarının ilk yıllarından itibaren birbirleriyle yarışmaya/rekabete ve bu rekabet uğruna okul dışındaki zamanlarını dershanelerde geçirmeye zorlanmışlardır. Tüm bunların yanında çocukluklarını ve gençliklerini yaşamadan, hazırlanmaya zorlandıkları sınavlardaki sahtekarlıklara da tanıklık etmişler; buna karşı gösterdikleri tepkiler ise göz ardı edilmiştir.

Dershaneler üzerinden yürütülen AKP-Cemaat tepişmesi, gençlerin Gezi’ye yansıyan tepkisinin ne kadar haklı olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Tepişmelerde dershaneler kâr elde etmenin ve gençlerin cemaatlere devşirilmesinin bir alanı olması üzerinden tartışılmış; ne eğitim sistemi ne de gençlerin, çocukların ruh hali, geleceği söz konusu dahi edilmiştir. Muhalefet partilerinin konuya yaklaşımları tepişmenin taraflarından çok da farklı değildir. Sendikalar ise halen eğitimin sınıfsal bir mesele olduğunun ve mutlaka sınıfın genel çıkarlarını savunan bir yaklaşımla sürece müdahale etmelerinin bilincine ulaşamamışlardır.

Sözün özü: Görünen odur ki ne Hükümet ne Cemaat ne muhalefet ne de sendikalar Gezi direnişini anlayamamış, algılayamamıştır. Halen gençleri çıkarlarının aracı olmak ve onların sesini kesmek için baskı uygulamak dışında görmek niyetinde değillerdir. Bilinmelidir ki gençleri yok sayan onları nesneleştiren bu anlayış devam ettiği sürece gençlerin öfkesi daha da büyüyecektir. Benden söylemesi…

Hiç yorum yok: