30/09/2011
İşçi sınıfı, “sınıf” bilincine ulaşma sürecinde ve sonrasında gerçekleştirdiği mücadelelerle sadece daha iyi çalışma ve yaşama koşullarını sağlayacak haklar elde etmekle kalmamış burjuvazinin “kendine demokrasi” anlayışı yerine tüm toplum kesimlerini kapsayan özgürlükçü demokrasi anlayışının ete kemiğe büründürülmesini de sağlamıştır. Ancak gelin görün ki emekçi kesimlerin çok büyük bölümü sahip olduğu ya da olamadığı hakların sınıf kardeşlerinin mücadelesiyle kazanıldığını bilmemektedir. Dolayısıyla da emekçilerin çoğunluğu sahip olduğu hakları korumanın ya da yeni haklar elde etmenin sadece ve sadece mücadeleyle mümkün olabileceğinin bilincinde değildir.
Emekçilerin sınıf bilincinden uzak kalmalarında en önemli etken mücadele deneyimlerinin hafızalarda canlı tutulamaması ve bu deneyimlerin yeni mücadelelere basamak yapılamamasıdır. Bunun en son örneği TEKEL direnişidir. 78 gün Türkiye’yi sarsan, dünyada yankılanan “şanlı” TEKEL direnişi üzerinden henüz iki yıl bile geçmeden hafızalardan silinmeye yüz tutmuştur. Oysa TEKEL direnişi başlamasından sonlanmasına kadar tüm aşamaları Türkiye işçi sınıfı için birer ders niteliğindedir.
Evrensel Basım Yayından çıkan Bir Direniş Öyküsü TEKEL isimli kitap, hafızalardan silinmeye yüz tutmuş olan TEKEL direnişini yeniden canlandırmıştır. Kitap, Sevgi Yılmaz’ın direnişin 58. gününden 78. gününe kadar direnişteki 52 işçiyle (Bu işçiler arasında çeşitli düzeyde sendika yöneticileri de vardır) ve direnişin beş ay sonrasında Tek Gıda İş Başkanı Mustafa Türkel’le yaptığı söyleşilerden oluşmaktadır.
Yapılan görüşmelerde işçilerin devlete, siyasi iktidara, sendika ve sendikacılara, etnik farklılıklara, sol parti ve gruplara yönelik algıları son derece açık biçimde ortaya konulmaktadır. Ayrıca Mustafa Türkel ve diğer sendikacılarla yapılan söyleşilerde Türk İş ve diğer konfederasyonların direniş sürecindeki tavırları değerlendirilirken, sendikacıların işçilere yönelik algıları da görünür hale getirilmektedir. Söyleşilerin direnişteki gün de belirtilerek aktarılması kitabın en özgün yanıdır. Bu sayede direniş sürecinde işçilerin algılarında yaşanan değişim de görünür hale gelmiştir.
Bu kitap; Türkiye’de son yıllarda gerçekleştirilmiş en etkili işçi direnişini doğrudan işçilerin ağzından bizlere aktarması, TEKEL direnişini kalıcılaştıran bir belge olmasının yanı sıra söyleşilerle açığa çıkan işçilerin ve sendikacıların sınıf mücadelesi için son derece önemli konulardaki algı, görüş ve değerlendirmeleri önümüzdeki süreçte özellikle sendikalar ve devletin emekçi kesimler tarafından yeniden sorgulanmasını sağlayacak bir içeriğe sahiptir. Bu bağlamda Bir Direniş Öyküsü TEKEL, Türkiye’de sınıf araştırmaları konusunda önemli bir bilgi kaynağı da olacaktır.
Not: Tek Gıda İş Genel Başkanı Mustafa Türkel bu kitapta yer alan söyleşide bana yönelik olarak bir takım eleştiri/ithamlarda bulunmuştur. Bu eleştiri/ithamlara karşılık olarak yanıtımı önümüzdeki hafta bu köşede yer vereceğim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder