1 Şubat 2013 Cuma

Üniversitede hak ihlalleri


ÖZGÜRCE
01/02/2013

"Hak ihlali” çok genel bir tanımlamayla, hakkın kullanımı veya yerine getirilmesinin engellenmesidir. Burada söz konusu olan hak, yasalarla belirlenmiş ve güvence altına alınmış olabileceği gibi yasalarda yer almasa da evrensel olarak kabul görmüş kurallar hak olarak kabul edilir. Hak, yasalarla tanınmış olsun ya da olmasın mutlaka ardında egemen güce karşı yürütülmüş bir mücadeleyi barındırır. Kazanılmış hakların kullanılabilmesi, egemen güce karşı mücadelenin sürekliliğine bağlıdır. Mücadele zayıfladığında egemen, bu hakları uygulamaz yani “ihlal” eder.
Egemen güce rağmen bilgi üretme ve sunma özgürlüğü mücadelesinin temelleri; yaklaşık 2 bin 500 yıl önce yaşamı pahasına Atina’nın köhne değer yargılarını eleştiren ve gençlere toplumsal hedefler gösteren Sokrates’le atılmaya başlamıştır. 17. yüzyılda filozof, gök bilimci Jordano Bruno ve Gallile güneş sisteminin varlığını, Engizisyon mahkemesinde yargılanmayı ve ölüm cezasını göze alarak savunmuş ve bilimin egemenin boyunduruğuna girmemesi için mücadele vermişlerdir.
Bilim ve bilimin mekanı üniversitelerde özgürlük mücadelesi, burjuva sınıfının egemenliği ele geçirdiği 19. yüzyıldan itibaren kapitalist sisteme karşı yürütülmüştür. Burjuvazinin tüm baskılarına karşın, sermaye dışındaki kesimlerin sahip olduğu diğer haklar gibi bilimsel/akademik özgürlükler de yükselen işçi sınıfı mücadelesinin sonucu olarak gelişmiştir. Ancak işçi sınıfı mücadelesinin durağanlaştığı ya da gerilediği dönemlerde diğer alanlarda olduğu gibi akademik özgürlükleri kısıtlamak üzere üniversitede de hak ihlalleri yoğunlaşmıştır.
1980’li yıllardan itibaren sosyalist sistemin krizi ve ardından Doğu Bloku’nun dağılması; kapitalistlerde emekçilerin ve sendikaların sınıfsal perspektiften uzaklaşmaları, işçi sınıfının mücadelesi ile birlikte siyasal ve sosyal hakların gerilemesine neden olmuştur. Türkiye, 12 Eylül darbesinin de etkisiyle bu dönemde hakların en hızla gerilediği ülkelerin başında yer almıştır. Akademik özgürlükleri sınırlandırmayı ve bilimi egemen gücün güdümüne sokmayı amaçlayan YÖK düzeni içinde, üniversitede hak ihlalleri sistematik hale getirilmiştir. 32 yıldır YÖK düzeni içindeki üniversitelerde yaşanan hak ihlalleri her geçen gün daha da derinleşmekte ve artık üniversiteyi toplum için, doğa için değil sadece sermayenin ve siyasi iktidarın çıkarları için faaliyet gösteren kurumlara dönüştürmektedir.
2 Şubat 2013 Cumartesi günü İstanbul Tabip Odasında “Üniversitede Hak İhlalleri ve Mücadele Arayışları” konulu bir çalıştay/forum düzenlenmektedir. Bu çalıştay/forumdan amaçlanan üniversitede yaşanan hak ihlallerini tüm boyutlarıyla ele almak ve ihlallere karşı mücadele için bir yol haritası belirlemektir. Hali hazırda akademik özgürlükleri ve üniversitedeki emekçilerin haklarını savunmak üzere kurulmuş bulunan örgütler vardır ve bu örgütlerin üniversitede hak ihlallerine karşı mücadelede oynayacağı rol son derece önemlidir. Ancak bu köşede pek çok kez belirtmeye çalıştığım gibi üniversitede yaşanan hak ihlalleri, nedenleri ve sonuçları bakımından sadece üniversitedeki örgütlenmelerin çözümlemeyecekleri kadar derinliklidir. Bu nedenle çeşitli alanlarda toplumun çıkarlarını savunan sendikalar, meslek odaları, çevre örgütleri gibi yapıların da üniversitenin sorunlarını sahiplenmesi ve mücadeleye katılması gerekir. İşte bu nedenle 2 Şubatta gerçekleştirilecek çalıştay/forumun toplum için, doğa için akademik özgürlükleri -üniversite içinden ve dışından- savunanların birleşik mücadelesinde bir başlangıç olması son derece önemlidir.

Hiç yorum yok: