24 Şubat 2009 Salı

Kriz ve Sınıf




24/02/2009
Krize karşı çözüm programları sermayeyi besleme programına dönüştü. Başta ABD olmak üzere kapitalist dünyada devlet mekanizmasını elinde bulunduranlar diyor ki: Sermayeyi daha fazla besleyelim, onlar da işçi çıkartmasın, işsizlik artmasın. Krize karşı işsizliği önleme programlarının özünü oluşturan, devlet aracılığıyla sermayeyi besleme düşüncesi aslında, 1970'lerden bu yana uygulanan -sermayenin bir türlü yeterli bulmadığı- arz yönlü politikaların ta kendisidir.
1970'lerin başında girilen krize karşı Monetaristlerin ortaya attığı arz yönlü politikalar başta ABD ve İngiltere tarafından kabul görüp uygulamaya konulmuştur. Devletin geliri yeniden bölüştürme işlevini, piyasa devletinin gereklerine göre yeniden düzenleyen arz yönlü politikalarla birlikte toplumdan alınan vergiler sermayeye aktarılmış ve sosyal harcamalar kısılmıştır. 35 yıla yakın süredir uygulanan arz yönlü ekonomi politikalarının sonucunda gelir dağılımı daha da bozulmuş yoksulluk, açlık ve işsizlik yaygınlaşmıştır.
Monetaristlerin öncüsü olduğu arz yönlü politikalar ve üretim sistemini esnekleştiren uygulamalar kapitalizmi krizden kurtaramadığı gibi krizin daha da derinleşmesine neden olmuştur. 2008 krizi derinleşen bu büyük krizin sadece bir aşamasıdır. Sistemin teorisyenleri kapitalizmi giderek derinleşen bu krizden kurtarmak için hiçbir yeni öneri getirememektedir. İşte bu noktada 18 ve 19. Yüzyıllarda ve 1970’lerden buyana uygulanan insanlığı ve yerküreyi sefalete sürükleyen politikalar daha da vahşi bir biçimde uygulamaya konulmaktadır. Amaç, zaten batmış olan bir sistem içinde sömürüyü olabildiğince arttırmak ve her zaman olduğu gibi sermayenin çıkarını en üst düzeye çıkartmaktır.
2008 krizi ile çöküşü bir kez daha tescil edilmiş olan kapitalizmin vahşet dolu tarihini defalarca yenileyebilmesinin ardındaki en temel etken, işçi sınıfının sürece yeterli ölçüde müdahale edememesidir. Bu da büyük ölçüde emek örgütlerinin Marksizm’den uzaklaşması ve sistemle uzlaşı içerisine girmesidir.
Krizler içinde varlığını sürdürmeye çalışan kapitalizmin doğa ve insanlık üzerinde yarattığı vahşetten kurtulmanın tek yolu en az sermaye sınıfı kadar işçi sınıfının da mücadele tarihini anımsaması ve sınıf bilinci içinde mücadele edebilmesidir. Kriz dönemleri, işçi sınıfının tarihsel hatalarını görmesi ve bu hataları telafi etmesi için önemli bir fırsattır.
Sözün özü: İnsanlığın ve yerkürede yaşayan diğer tüm canlıların kurtuluşu işçi sınıfının krizi bir fırsata dönüştürerek yürüteceği mücadelenin başarısına bağlıdır. İşçi sınıfını temsil eden örgütler bu sorumluluğun bilinci ile hareket etmelidir…!

Hiç yorum yok: