02/06/2009
19. yüzyılın son çeyreğinde kapitalizm büyük bir kriz içerisine girdi. Krizin nedeni her zaman olduğu gibi sistemin kendi içsel çelişkilerinden kaynaklanıyordu. Ama bu kez bir de bunun üzerine işçi sınıfı, Marksist ideoloji ile bütünleşmiş bir mücadele içerisinde kapitalizme meydan okuyordu. İşçi sınıfından gelen bu meydan okumaya karşı koyabilmenin tek yolu üretim sürecini sermayenin mutlak hakim olacağı biçimde dönüştürmekti. Yaklaşık 100 yıl önce verimlilik uzmanı F. Taylor, emeğin belirli bir süre içerisinde çok daha verimli olmasını yani çok daha fazla artı değer yaratmasını sağlayacak yöntemi geliştirdi. Otomobil üreticisi H.Ford bu yöntemi bant sistemine uyarladı ve fordizm olarak bilinen ve geçen yüzyıla damgasını vuran üretim sistemini ortaya koydu. Artık 19. Yüzyıl boyunca işçi sınıfının talebi olan 8 saatlik işgünü ve yaşanabilir bir ücret işçilere sağlanabilirdi. Çünkü verimlilik artışı ile birlikte (nisbi) artı değer ve kârlar kat kat artmıştı. Otomobil sektöründe gerçekleşen ve “devrim” olarak da kabul edilebilecek olan bu üretim sıçraması kapitalist sistemde egemenliğin mutlak olarak ABD’ye geçmesini de sağladı. ABD, otomobil üretimindeki devrim niteliğindeki bu sıçrama ile sağladığı egemenliği 100 yıl boyunca sürdürdü. Bu dönemde otomobil, giderek yaygınlaşan biçimde, bireyler için bir statü sembolü olurken sermaye için ise son derece kârlı ve prestijli bir üretim alanı oldu.2008 yılına gelindiğinde kapitalizmin krizinin gizlenemez hale gelmesi otomobil sektörünün de krizin en önemli ayaklarından biri olduğunu ortaya çıkarttı. ABD’nin ve dünyanın otomobil üretim merkezi olan Detroit’ten iflas çanları duyulmaya başladı. Kapitalizmin gözdesi otomobil artık ne yatırımcısını ne de tüketicisini memnun edebiliyordu. Detroit’teki otomobil üreticilerinden ardı ardına “çöküş” haberleri gelmeye başladı. Önce otomobillerimiz satılsın diye kilisede dua ettiler ama olmayınca kendilerini kurtarması için devletin kapısını çaldılar. Beklendiği gibi ABD devleti, egemenliğinin temel dayanağı olan otomobil sektörünün bir süreliğine de olsa batışını engellemek çabası içerisinde girdi. Üç büyük otomobil devine milyarlarca dolar kaynak aktardı. Ama bu da kurtarmaya yetmedi ve en büyük otomobil üreticisi GM iflasını ilan etti. Şimdi ABD devleti, kendi halkının ve diğer dünya halklarının sömürüsüyle elde ettiği kaynaklarla GM’yi ayakta tutmaya çalışacak. Devlet, GM’yi kurtarırken 20 binden fazla işçinin işten çıkartılma kararı açıklandı bile. Ayrıca çalışmaya devam edecek olanlar da artık daha düşük ücret alacak ve çalışma koşulları daha da esnekleşecek. Yani iflas eden GM’yi kurtarma operasyonu sadece GM’de yatırımı olan sermayedarı kurtaracak ama işçiler işsizleşecek, yoksullaşacak.Devletin sömürüyü toplumsallaştırarak otomobil sektörünü ayakta tutma gayretleri nereye kadar gider bilmeyiz ama otomobil üzerinde yükselen yüzyıllık Amerikan kapitalizminin otomobil sektörüyle birlikte çöküşü artık gizlenemez hale gelmiştir. Ancak çöküşün tamamlana bilmesi için işçi sınıfının müdahalesi gerekir. Aksi halde kapitalizm, kendi çöküntüsü içinden çok daha vahşileşmiş olarak çıkacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder