26 Haziran 2021
AKP, ekonomiden dış siyasete, eğitimden sağlığa, tarımdan sanayiye, turizme... hemen her alanda yönetme iradesini fiilen kaybetmiş; toplum, AKP’nin siyaset sahnesine girmesine neden olan 2001 krizindeki hali arar duruma gelmiştir. 19 yıllık iktidarın yarattığı çöküntü sadece bugünü değil, ülkeyi uzun yıllar geri dönülemez bir batağın içine çekmiş, toplumun geniş kesimi içine düşülen bu batağı her geçen gün daha fazla hisseder olmuştur.
Hal böyle olunca AKP, toplum nezdinde inandırıcılığını ve toplumsal desteği büyük oranda yitirmiştir, yitirmektedir. Bu yeni bir durum değildir; 2015 Haziran seçimlerinden bu yana AKP, tek başına iktidar olabilme yeteneğinden yoksundur. Bu tarihten itibaren demokrasiden, hukuktan daha da uzaklaşarak, halklar arasında kutuplaşmayı arttırarak, şiddet ortamını körükleyerek iktidarını sürdürmeye çalışması, baskı ve şiddete dayalı otokratik düzeninin dozunu artırması ve bütün bunları darbe girişimi bahanesiyle getirilen OHAL’le meşrulaştırma gayreti tam da bu nedendendir.
Sonuç olarak AKP, ülkeyi altı yıldır demokratik meşruiyeti olmadığı halde yönetmektedir! HDP ve beraberinde onu oluşturan savaşsız, sömürüsüz bir ülkede yaşama mücadelesi veren kesimler, AKP’nin demokratik meşruiyeti kaybetmesinin müsebbibi olarak görülmekte ve iktidar, bu kesimler üzerine kurduğu eşi benzeri az görülür baskı ile ayakta durmaya çalışmaktadır.
Bu arada, AKP’nin demokratik meşruiyetini kaybetmesinin müsebbibinin HDP olduğu ve HDP’yi siyaset dışı bırakmadan, otokratik rejimin tüm hukuksuzluklarıyla iktidarını sürdürebilmesinin mümkün olmadığı tespitinin doğru olduğunu da belirtelim.
Peki kapatarak, HDP’den kurtulmak mümkün olur mu?
Daha önce de bu ülkede pek çok parti kapatıldı, pek çok siyasetçi yasaklandı ama kapatılan partilerin isminden, logosundan başka değişen bir şey olmadı. Kapatılan birçok Kürt partisi, sol, sosyalist partinin yanı sıra AKP’nin içinden geldiği MSP, RP de bunun en bariz örneklerindendir.
Parti kapatmak çözüm değilse HDP neden kapatılmak isteniyor? Bu kapatmadan beklenen nedir?
Beklenti, HDP’yi kapatma üzerinden AKP-MHP ittifakının çöken iktidarlarının ömrünü uzatma hülyasıdır. Çünkü HDP kapatıldığında, halkların kültürel ve siyasal haklarından, demokrasi, barış ve adalet mücadelesinden vazgeçmeyeceği açıktır. HDP’den, HDP’yi kapatarak kurtulmak mümkün değildir yani. Dolayısıyla HDP’nin kapatılmasındaki gayelerden birinin tükenmiş iktidara zaman kazandırmak olduğu çok açıktır. En az onun kadar açık olan diğer neden ise -sadece AKP-MHP değil, devlet aklının ve onun paralelinde düşünen Millet İttifakı partileri içinden de destek alacak biçimde- HDP’de bir araya gelen, ayrımcılığa uğrayan, ezilen, sömürülen kesimlerinin birbiriyle bağını koparmak, onları siyaseten zayıflatıp, yalnızlaştırmaktır.
HDP’nin kapatılmasıyla mevcut iktidarın ömrünü bir süre daha uzatması mümkün olabilir. Ama bunun Türkiye’nin demokrasisi, hukuku, ekonomisi ve toplumsal düzeninde açacağı yaranın bedeli son derece ağır olacaktır ve bu bedeli, sadece HDP’liler değil Türkiye’nin tüm halkları, emekçileri, köylüleri, kentlileri ödeyecektir!
Buna karşılık HDP’nin kapatılması, onu oluşturan düşünceyi ve o düşünceyle bir araya gelen kesimleri ortadan kaldırmayacaktır. Aksine kapatma girişimi bile HDP’nin kuruluş felsefesinin temeli olan ayrımcı, baskıcı devlet anlayışına karşı ortak mücadele ve savaşsız, sömürüsüz bir yaşam idealinin ne kadar yerinde olduğunu bir kez daha kanıtlamaktadır. Dolayısıyla ismi, cismi nasıl olur bilemiyorum ama kapatma gerçekleşirse HDP fikriyatı daha da güçlenecek, önümüzdeki dönemde hem Türkiye’nin siyasal yapısında hem de toplumsal mücadelede çok daha etkili olacaktır!
Ezcümle: Halkların Demokratik Partisi’ni kapatabilirsiniz ama “halkların demokrasi mücadelesi”ne engel olamazsınız!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder