5 Mart 2010 Cuma

"On Binlerce Emekçi 4C Tehdidiyle Karşı Karşıya, Mücadele Birleşmeli"

"On Binlerce Emekçi 4C Tehdidiyle Karşı Karşıya, Mücadele Birleşmeli"


Tolga KORKUT tolgakorkut@bianet.org İstanbul -
BİA Haber Merkezi 02 Mart 2010, Salı

Marmara Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü'nden Yrd. Doç. Dr. Özgür Müftüoğlu, 4C adı verilen kamuda "geçici personel" olarak çalışmanın yalnızca 8 bin TEKEL işçisinin sorunu olarak görülmesinin hata olduğunu vurguladı.

bianet'in görüştüğü Müftüoğlu'na göre, hükümet kısa vadede elektrik, demiryolu, PTT, şeker ve Çaykur gibi kamu işletmelerini özelleştirmeyi planlıyor ve burada işçi statüsünde çalışanların hepsi 4C tehdidiyle karşı karşıya.

Müftüoğlu "Hep şu hata yapıldı. 'TEKEL işçisine destek' dendi. Oysa sorun sadece TEKEL işçilerinin sorunu değil. Bu hepsinin mücadelesi. Sahiplenmek gerekiyor. Maalesef sendikalar bunu yapamadı" dedi.

Hükümetin 2010 için 4C planı: 53 bin 655 kişi

Devlet Personel Başkanlığı'nın 4 Şubat'taki açıklamasına göre, halihazırda kamuda 17 bin 440 kişi 4C statüsünde çalışıyor. Hükümet aynı tarihte, 18 bakanlık, iki genel müdürlük ve üniversitelerde 2010 için 36 bin 215 kişilik 4C kadrosu açtı.

Dava on binlerce emekçiyi etkileyecek

78 günlük direnişlerine bugün ara veren TEKEL işçilerinin örgütlendiği TEKGIDA-İŞ sendikasının başkanı Mustafa Türkel, liman işçilerinin de bu tehditle karşı karşıya olduğunu söyledi.

bianet'in görüştüğü, Danıştay'daki 30 günlük başvuru süresi davasını kazanan TEKEL işçilerinin avukatı Gökhan Candoğan, Danıştay'ın 4C düzenlemesiyle ilgili vereceği esas kararın bu kişileri, yeni kadroları ve özelleştirme kapsamında olan işyerlerindeki binlerce işçiyi daha etkileyeceğini dile getirdi.

Candoğan, ŞEKER-İŞ sendikasının açtığı davada, şeker fabrikalarının özelleştirilmesiyle ilgili ihale sürecinin durdurulduğunu da anımsattı.

"Mücadele ortaklaşmalı"
Müftüoğlu, Danıştay'ın 30 günlük başvuru süresiyle ilgili kararının bir fırsat olduğunu, sendikaların bunu iyi değerlendirmesi gerektiğini söyledi. "

Müftüoğlu, sendikaların bir özeleştiri sürecinin ardından buradaki işçilerin mücadelesini ortaklaştıracak politikaları hızla belirlemeleri, ayrıca kamuda sözleşmeli olarak çalıştırılan öğretmen, doktorların da bu mücadeleye katılması gerektiğini söyledi.

"Mesele işçilere iş bulunması değil. Kamuda istihdam zaten az. İhtiyaç olan yerlere rahatlıkla dağıtılabilirler. Adı 4C olsun olmasın, hükümetin asıl istediği iş güvencesi ve sendikal örgütlülüğü olan bu emekçileri, iş güvencesiz ve sendikasız olarak kamuda çalıştırmak. İşgücü piyasasını esnekleştirmek. Mücadelenin ana ekseni bu olmalı.

"Hükümetin TEKEL işçilerinin eylemiyle ilgili bu kadar tepki göstermesinin altında bu çokluk var. 'Biraz olsun taviz verirsek, arkadan gelen diğer işyerlerinde de emekçilere itiraz yolu açılmış olacak' diye düşünüyorlar." (TK)

Hiç yorum yok: